Halaf Kültürü Genel Özelikleri ve Keramikleri


Daha önce hiç bir kültür ve toplum Halaf'ta olduğu kadar kendi bölgesinde egemen olmamıştır. Halaf kültürünün kendi bölgesinin tanıtıcı özellikleri keramik ve mimaridir. Bunun yanı sıra mühürler ve idollerde bazı tanıtıcı genel özellikler göstermektedir. Kurak alanlarda yeşeren bu kültür kuru tarımın yapıldığı alanlarda kanal ile su getirmesi, sabanla hasat yapılması ve tarım ürünlerini çeşitlendirmesi gibi yenilikleri de geliştirmiştir. Keten üretimin yaygın yapılması hem tohumdan yağ elde edilmesi hem de sağlam saplarıyla sepet örücülüğü yapılmıştır. Hayvan yünleriyle birlikte dokumacılık çok gelişmiştir. Bu dönemin başlarında ekilen iki sıralı arpa ıslah edilmiş dönemin sonlarında altı sıralı arpa ekimi yapılmıştır. Maden kullanımı artmış endüstriyel düzeyde üretim yapılmış kullanım alanları çeşitlendirilmiştir. Toplum büyük ölçüde tarım ve hayvancılıkla geçindiğinden orak, bel, çapa gibi yeni madeni alet tipleri ortaya çıkmıştır. Tarım ve hayvancılı ile zanaatlerin uzmanlaşmış birbirinden farklı kişilerce yapılması ve edinilen varsıllığını zenginliğini gösteren buluntular sosyal yapı ve yaşam biçimi dağılım gösterdiği bölgelerde örnek bir model sunmuştur.

Köken, Kronoloji ve yayılım; 
Max Edgar Lucian Mallowen 1933 yılında Tell Arpachiyah kazılarında bulunan keramiklere Halaf Kültürü adını vermiştir. Halaf Kültürü buluntuları doğu-batı hattında Çukurova-Zagros Dağlarına özellikle Fırat-Zapsuyu arasına kuzey-güney hattında Muş ovasından Orta Mezopotamya'ya kadar yayılan bir alanda görülebilmektedir. Günümüz Türkiye'sinde; Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Akdeniz'de karşımıza çıkar. En çok buluntu yerine Şanlıurfa ve çevresinde rastlanmıştır. Gaziantep'deki Yunushöyük, Şanlıurfa'daki Çavi Tarlası ve Diyarbakır'daki Girithaciyan yerleşimleri bilinen en çeşitli örnekleri sunmuştur. En özgün tipler ise Kahramanmaraş'ta Domuztepe'de en uzak yayılıma Karaman'da Canhasan höyüğünde rastlandı. Suriye'deki Tell Sabi Abyad ve Tell Boueid ve Urfa arasındaki bölge Halaf Kültürü'nün çekirdek bölgesidir. Tell Halaf yerleşiminde M.Ö.5200'den itibaren gelişmeye başladığı kabul edilir. En parlak dönemi 200 yıl gibi uzun bir sürede yaşanmıştır. Halaf aynı zamanda yakındoğu kronolojisinde Geç Neolitik-Erken Kalkolitik geçiş olarakta kabul edilir. Bu sürece Proto Kalkolitik olarak adlandıran araştırmacılar vardır. 

Yontma Taş Endüstrisi;
Halaf Döneminin taş endüstrisi ham maddesi çakmaktaşı ve obsidyen yoğun olarak kullanıldı. Obsidyenin çoğunluğunu Doğu Anadolu oluşturur. Özelikle Van-Muş hattındaki Halaf buluntusu veren yerleşimlerin obsidyeni takas eden yerden alma ihtimali güçlüdür. Obsidyen ticareti uzak bölgeler arası ticareti sağlayan sosyal örgütlenmenin varlığına işaret etmektedir. Dönemin en prestijli ürünleri arasında alabaster (su mermeri) ürünler vardır. Alabasterden kap, idol, mühür ve boncuk gibi değişik eşyalar üretmişlerdir. Dönemin idol tipleri uzuvları abartılı oturur halde Anadolu tipidir.



Mimari; 
Halaf'ın en öenmli tanıtıcı özelliklerinden Halaf dönemi mimarisi Tholos denilen dairesel planlı taş temel üzerine kerpiç duvarlı ahşap malzemeden kubbe tavanlı yapılar için kullanılır. Çuğu zaman tholoslara dromoslar bitişik inşa edilmiştir böylece Halafın klasik mimari görünümü oluşmuştur. Bu mimari günlük konut anlayışından tapınak mimarisine, silolardan fırına dek her işlevde şema olarak kullanılmıştır. Halaf çekirdek bilgesinin ağaç ve taş yoksunu olduğu düşünüldüğünde özellikle iri taş blokları ile ağaç kütüklerinin diğer bölgelerden getirilmiş olabileceği kabul edilir. Halaf Döneminde kerpiçte pise tekniği yerine fırınlarda yüksek ısıda pişirilmiş tuğla yapılara geçilmiştir. Şehir planlarında belirli bir plan düzen görülmese de bazı sokakların diğerlerine göre daha geniş yapıldığı ve ilk defa bu dönemde bazı sokakların taş döşendiğine şahit olunur.


Halaf Keramiği;



Halaf Kültürünün içinde çanak çömlek önemli bir yer tutmaktadırç Halaf tipi boyalı keramik öncesinde esas olarak yöresel farklılıklar gösteren seramik ürünler üretilmekteydi. Halaf Keramiği yayıldığı bölgelerde standart denebilecek özellikler gösterir ve bu bağlamda genel bir ürün tipidir. Dolayısıyla pişmiş topraktan keramik üretiminin ortaya çıktığı tarihlerden ( Çanak Çömlekli Neolitik ) Halaf keramiğine kadar uzanan dönem genel olarak Halaf öncesi Pre-Halaf olarak adlandırılır. Halaf Kültürü, Pre-Halaf döneminden keramik yapısı ve toplum yapısıyla farklılaşır keramiklerin daha kaliteli olması cidarının sağlam üretilmesi ince yapısı, boyamadaki ince hatlar ve desenlerin simetrik ve orantısal dağılımı en belirgin farklardır.
Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'da seramikler, henüz yaşken kazıma ya da baskı yöntemiyle bezenmekteydi. Bir Kalkolitik Çağ kültürü olan Halaf Kültürü'nde ise süsleme, boya kullanılarak ve daha ince hatlarla yapılmaya başlanmıştır. En iyi bilinen Tell Halaf'ın en karakteristik çanak çömleği, bazıları geometrik ve hayvan motifleriyle bezenmiş, ikiden fazla boyanmış, ustalaşmış çömlekçiler elinden çıkmış çömleklerdir. Halaf çanak çömleğinn bilinen diğer türleri, bir kısmına bezeöe yapılmamış olan perdahlanmış yüzeyli çanak çömlekler ile yemek pişirmekte kullanılan çömleklerdir. Civar bölgelerde giderek yayılarak taklit edilen Halaf çanak çömleği yerel beğenilere göre farklılaşmıştır.
Kullanılan boyalar, Halaf çanak çömleğinin yayılma gösterdiği hemen tüm bölgelerde esas olarak aynıdır. Bu durum bu boyaların belirli merkezlerde üretildiği, Halaf çanak çömleği üreten yerleşimlere buradan ihraç edildiği şeklinde yorumlanmaktadır. 
Halaf çanak çömlekçiliği teknik ve bezemelerin gösterdiği gelişme esas alınarak ''erken, orta, geç'' olarak üç ana döneme ayrılmaktadır. Bu ayrım, Halaf yerleşimlerinin tarihe göre dönemlere ayrılmasında temel alınmaktadır. Bu dönemlendirmeden ayrı olarak yayılım alanına göre '' doğu, batı'' olarak iki ana bölgeye ayrılmıştır. 
Halaf keramiği ana hatlarıyla iyi perdahlanmış açık krem ve ya kiremidi kırmızı zemin üzerine kahve, yeşil, kırmızı ve ya siyahın tonlarında figüratif bezemelerin yapılması özellikleriyle karakterize olur ve yüksek ısıda fırınlanmış zengin boya bezemeli özgün çanak çömleği olarak tanımlanır. 
Fırınlama esnasında yapılan oksidasyon ve rediksiyon keramiklere gri renk oluşumunu sağlamıştır. Çok iyi arıtılmış ve çoğunlukla sarımsı pembe renkte bir kil kullanılmıştır.
Erken kapların dış yüzeylerinde kırmızı ya da siyah boyanmış yalın desenler vardır. Orta ve Geç evrede krem ve devetüyü gibi açık tonlar daha çok tercih edilmiş, çeşitli mineraller eklenerek daha farklı renk tonları da elde edilmiştir. Doğal bitkilerden yapılan fırçalar ile boyalar kaba sürülmüştür. Fırça inceldikçe bezene zenginliği artmış, bezemeye stilize unsurlar eklenmiştir. Böylece pek çok bezeme örgüsü sanata dahil edilmiş bu bezemeler kap üzerine milimetrik hassasiyetle işlenmiştir. 
Orta Halaf evresi sonlarında kompozisyon şemaları hem artmış hem de çok renkli bir hal almıştır. Desenlerin birbiriyle uyumu, gösterişten uzak bir sadelikle yapılmaları bezeme yapısının Yunan boyalı vazolarının üslubu ile örtüştüğünü göstermektedir. Ayrıca doğa, çevre ve insanları betimleme sanatı Miken/Myken keramikleriyle karşılaştıracak düzeydedir.
Geç Halaf evresinde bezeme görselliği zirveye ulaşmış, beyaz boya kullanımının artmasıyla kazıma desenlere yer verilmeye başlanmıştır.
Halaf Keramiği ''Motiflerine'' ve '' Yayılışına'' göre iki ana coğrafyaya ayrılarak incelenmektedir.




Motiflerine göre ;

*Dicle Nehri'nden başlayıp doğuda, Van Gölü'nün doğu kıyısındaki Tilkitepe'ye uzanan bölge. Bu ara bölgede Halaf Keramikleri üzerinde Pre Halaf tipi keramik özellikleri vardır ve bukraynum, haç motifleri, geometrik motifler, rozetler ve anafor motifleri en çok tercih edilen bezeme gruplarıdır. Bu yönleriyle genel olarak Doğu Halaf etkisini taşımaktadır.

*Kuzey Suriye içlerinde Habur Bölgesi'nden başlayarak kuzeye doğru Habur Çayı ile Fırat Nehri'ne ve oradan Güneydoğu Anadolu dahil Çukurova'ya dek yayılan bölge. En çok tercih edilen bezeme figüratif insan ve hayvan unsurlarıdır. Bu yönleriyle genel olarak Batı Halaf etkisini taşımaktadır.

Coğrafyalarına göre yayılım iki ana gruba ayrılmaktadır;

*Musul ve çevresi ile Anadolu'daki Fırat havzasına çekilecek hattın doğusunda ve Dicle Nehri yönünde devam eden yayılım bölgesi Doğu Halaf keramiği olarak adlandırılmıştır. En iyi temsilcileri Arpachiyah ve Tepe Gawra yerleşimleridir. 

*Fırat Nehri yan kollarından batıda Çukurova içlerine dek yayılan bölge Batı Halaf olarak adlandırılmıştır. En iyi temsilcileri Chagar Bazar, Tell Halaf ve Yunushöyük yerleşimleridir.





Halaf keramiğinin gelişimi üç evrede incelenir; Erken, Orta ve Geç

Erken Halaf: Evrede kap fprmları basittir. Bezemelerde basit biçimler tercih edilmiş, boğa başı, yabanıl dağ koyunu başları, leopar, geyik, akrep, kuş ve yaban eşeği gibi hayvan motifleri, şematik ağaç, bitki ve çiçek gibi doğa motifleri ile insan betimlemeleri çizilmiştir.


Orta Halaf: Evrede kapların ağızları kesin bir şekilde açılan görkemli formlar yapılmaya başlanmıştır. Evrenin sonlarında bukraynum motifleri daha çok kullanılmış ve daha stilize bir hal almıştır. Doğaya özgü bezemeler neredeyse hiç kullanılmaz olmuştur. Evrenin özgün bezemeleri eğik çizgiler, balık pulu, nokta, güneş, yıldız benzeri motiflerden oluşmaktadır. Boş alanlar dokuma benzeri geometrik desenlerle doldurulmaya başlanmıştır.


Geç Halaf : evrede rozet ve malta haçı gibi unsurlar bezemeye eklenmiştir. Bir kap üzerinde birden fazla usta çalışmıştır; üretici, monokrom rengin sürülmesi, perdahlanması ve bezemesi değişik aşamalarda gerçekleştirilmiştir.
Kendi üslubunda ''stilize'' ve ''natural'' arasında değişen figürler, bazen ''fantastik'' özelliklerde görülür. İnce hatlarla çizilen boğa başı, yabani dağ koyunu başları, leopari geyik, yılan, akrep, kuş ve yaban eşeği gibi hayvanlar ile şematize insan, ağaç, bitki ve çiçeklerin olduğu doğal çevre en sevilen figüratif bezemelerdir. Açık tabanların içleri le vazo ve çömlek gibi kapların tüm dış yüzeyleri bu bezemlerle süslenmiş, figürlerin dışı dalgalı ve kafes hatlı geometrik motiflerle dolgulanmıştır. Kap yüzeyindeki figürlerin ince hatları, kültürün değişmez kuralıdır.
Halaf keramiği figüratif bezemelerin yanı sıra ince cidarlı oluşu iki gözlü fırında yüksek ısıda pişirilmesi ve açık renkli hamurunun çok iyi arıtılmış olması bakımından çağdaşları arasında döneminde çok talep görmüştür. Öyle ki yayılım gösterdiği pek çok yerleşimde aynı nitelikte üretimi yapılmaya çalışılmış her yönüyle taklit edilmiştir. Bu yüzden kültürün yayıldığı her bölgede Halaf kaplarına istisnasız rastlanmıştır. Kültürün boyama etkisi o denli kuvvetli olmuştur ki çok az istisna dışında yerel bezeme unsurlarını kendisinden uzak tutabilmiştir.


NOT:
*Keramikler alışverişte en önemli takas ürünlerinden birisi olmuştur ve standart özellikleri bölgeler arasında üniform kültürün standartlaşmasında önemli bir adım olmuştur. Tell Halaf, Chagar Bazar, Tell Brak, Tell Agab, Ras Shamra ve Tell Halula gibi merkezlerin keramikleri üzerinde yapılan incelemeler, bu merkezlerin yoğun keramik ticaretine ev sahipliği yaptıklarını göstermiştir.
*Halaf kültürünün sonlarında, Halaf-Ubaid geçiş döneminde her iki kültürün homojen özelliğe sahip keramikleri aynı dönemde üretilebilmiştir. Hatta etnik olarak farklı oldukları halde Halaf ve Ubaid insanlarının belirli bir süre sanki bir arada yaşadıkları izlenimi edinilmektedir. Bu birliktelik Tepe Gawra XIX-XVIII tabakalarında görülmektedir. Amuq çevresi ''Halaf evresi'' olarak adlandırılırken Amuq D evresi Geç Halaf ile Ubaid keramiğinin bir ara vermektedir. M.Ö. 5.Bİnyılının başlarında Halaf keramiğinin gerilediğpi ve yozlaştığı, ubaid III keramiğini tipine benzer bir keramik grubun üretildiği ve yayılmaya başladığı görülür. Halaf kültüründeki gerileme ve yozlaşma Ras Shamra IIIc tabakasına karşılık gelmektedir ve bu tabaka C-14 sonuçlarına göre M.Ö. 4582 tarihini vermiştir. 


































Yorumlar